That university was my first choice.
- O üniversite benim ilk tercihimdi.
Tom has no choice in this matter.
- Tom'un bu bu meselede bir tercihi yok.
Have you got any preference between beef and lamb?
- Dana ve kuzu eti arasında herhangi bir tercihin var mı?
Both words can be used according to the preference of the user.
- Her iki kelime de kullanıcının tercihine göre kullanılabilir.
I prefer spring to fall.
- İlkbaharı sonbahara tercih ederim.
I prefer soccer to baseball.
- Futbolu beyzbola tercih ederim.
I would rather stay at home than go out for a walk.
- Yürüyüşe gitmektense evde kalmayı tercih ederim.
I would rather stay at home than go to the movies.
- Evde kalmayı sinemaya gitmeye tercih ederim.
Layla prefers the second option.
- Leyla ikinci seçeneği tercih ediyor.
I prefer to bath in the morning.
- Ben sabah banyo yapmayı tercih ederim.
I prefer to buy domestic rather than foreign products.
- Yabancı ürünler yerine yerli ürünler almayı için tercih ederim.
Tom prefers speaking French.
- Tom Fransızca konuşmayı tercih eder.
Tom prefers whole-grain cereals.
- Tom tam-buğday ürünlerini tercih eder.
Perhaps you would have preferred a French dish.
- Belki bir Fransız yemeğini tercih ederdiniz.
I would rather die than live in dishonor.
- Onursuzca yaşamaktansa ölmeyi tercih ederim.