I prefer to not talk about it.
- Bunun hakkında konuşmayı tercih etmiyorum.
The reason I prefer to go to Japan is that the people in Japan are hardworking and have honest personalities.
- Japonya'ya gitmek istemeyi tercih etmemin sebebi onların çalışkan ve dürüst kişilikleridir.
Of all the men that I dislike, my husband is certainly the one that I prefer.
- Hoşlanmadığım tüm erkeklerden, kocam kesinlikle tercih ettiğimdir.
May I ask which you prefer?
- Hangisini tercih ettiğini sorabilir miyim?
He preferred studying at night.
- Gece çalışmayı tercih etti.
Many of my friends preferred to study German instead of Spanish.
- Arkadaşlarımın çoğu İspanyolca yerine Almanca öğrenmeyi tercih etti.