Even though Tom translated the letter for Mary, she didn't bother to read his translation.
- Tom Mary için mektubu tercüme etsede, o, tercümeyi okuma zahmetine katlanmadı.
I've finished translating the report.
- Raporu tercümeyi bitirdim.
Some things are perhaps not worth translating.
- Bazı şeyler belki tercüme etmeye değmez.
How much time does she need to translate this book?
- Bu kitabı tercüme etmek için ne kadar süreye ihtiyacı var?
I'll need at least three days to translate that thesis.
- O tezi tercüme etmek için en azından üç güne ihtiyacım olacak.
There are some things that are difficult to translate.
- Tercüme etmesi zor olan bazı şeyler vardır.
Translate the underlined part.
- Altı çizili kısmı tercüme et.
oindre sözcüğünün çevirisini bilmiyorum.
- oindre kelimesinin tercümesini bilmiyorum.