But when the monkey came back, the tin cup was always empty.
- Fakat maymun geri geldiğinde, teneke bardak her zaman boştu.
Tom heard the sound of rain on the tin roof.
- Tom teneke çatıdaki yağmurun sesini duyuyordu.
He picked up cans in the street.
- O, caddedeki teneke kutuları topladı.
The boy I saw searching through the garbage can said that he had not eaten anything for four days.
- Çöp tenekesini incelediğini gördüğüm çocuk dört gündür bir şey yemediği söyledi.
Throw the egg shells in the organic rubbish bin.
- Yumurta kabuklarını organik çöp tenekesine atın.