But when the monkey came back, the tin cup was always empty.
- Fakat maymun geri geldiğinde, teneke bardak her zaman boştu.
Tom poured the soup into a large tin cup.
- Tom çorbayı büyük bir teneke kaseye döktü.
I saw a man yesterday eating from a garbage can.
- Dün çöp tenekesinden yemek yiyen bir adam gördüm.
He picked up cans in the street.
- O, caddedeki teneke kutuları topladı.
Throw the egg shells in the organic rubbish bin.
- Yumurta kabuklarını organik çöp tenekesine atın.
There are six fish inside the tin can.
- Teneke kutu içinde altı tane balık var.
Crush the can before you throw it away.
- Teneke kutuyu atmadan önce ezin.
There are six fish inside the tin can.
- Teneke kutu içinde altı tane balık var.
There are six fish inside the tin can.
- Teneke kutu içinde altı tane balık var.