Şiir sadece azap değildir; şiir sevgidir. Sıcak ve şehvetli tutkudur; o, devrim, romantizm ve hassasiyettir.
- Poetry is not just torment; poetry is love. It is warm and sensual passion; it is revolution, romance and tenderness.
Onun şefkatli bir yüreği var.
- She has a tender heart.
Tom Mary'ye şefkatli bir öpücük verdi.
- Tom gave Mary a tender kiss.
Biftek sulu ve gevrek.
- The roast beef is juicy and tender.
Bu sığır çok yumuşak. O sadece ağzınızda erir.
- That beef is very tender. It just melts in your mouth.
Yavaş bir el hareketiyle onun bir tutam saçını kenara itti. Sonra, şefkatle ve yumuşak bir şekilde kulağının alt tarafından boynunu öptü.
- With a slow movement of his hand, he pushed aside a lock of her hair. Then, tenderly and softly, he kissed her neck below the ear.
Berg sevginin gökyüzünden geldiğini ve yeryüzüne ait olmadığını nazik bir gülümsemeyle Vera'ya açıkladı.
- Berg explained to Vera, with a tender smile, that love came from the sky and did not belong to the earth.
Kaba kumaş çocuğun nazik cildini incitti.
- The rough material hurt the child's tender skin.
Şirketinizin teklifi kazandığını duydunuz mu?
- Have you already heard that your firm has won the tender?
Dünyanın daha fazla duyarlılığa ihtiyacı var.
- The world needs more tenderness.
Tom Mary'ye şefkatli bir öpücük verdi.
- Tom gave Mary a tender kiss.
Onun şefkatli bir yüreği var.
- She has a tender heart.
Your credit card has been declined. You need to provide some other tender such as cash.
And ſo good Capulet, which name I tenderAs dearely as my owne, be ſatisfied.
Putnam Fadeless Dyes will not injure any material. Boiling water does tender some materials. Also, silk fibers are very tender when wet and care should be take not to boil them too vigorously.
The matrix is telling my brain this steak is tender, succulent, and juicy.
I cannot refrain from tendering to you the consolation that may be found in the thanks of the Republic they died to save.
We will submit our tender to you within the week.
destroyer tender.