Bugün sıcaklık donma noktasının üzerinde.
- The temperature is above freezing today.
Bu organizma, suyun donma noktasının çok altındaki sıcaklıklarda hayatta kalabilir.
- This organism can survive at temperatures well below the freezing point of water.
Tom ve Mary dondurucu gölde yüzdü.
- Tom and Mary swam in the freezing lake.
Burası dondurucu soğuk.
- It's freezing cold in here.
Onların yiyeceklerini onlar için dondurmuyorum.
- I'm not freezing their food for them.
Burası dondurucu soğuk.
- It's freezing cold in here.
Neredeyse donarak ölecektik.
- We came dangerously close to freezing to death.
Dondurucu hava nedeniyle maç iptal edilmek zorunda kaldı.
- The match had to be called off because of the freezing weather.
Burada hava çok soğuk.
- It's freezing in here.
Burada dışarısı çok soğuk.
- It's freezing out here.
O donuyordu, bu yüzden soğuktan titredi.
- He was freezing, so he shivered with cold.
Burada dışarısı çok soğuk.
- It's freezing out here.
Bugün sıcaklık donma noktasının üzerinde.
- The temperature is above freezing today.
Bu organizma, suyun donma noktasının çok altındaki sıcaklıklarda hayatta kalabilir.
- This organism can survive at temperatures well below the freezing point of water.