temizle

listen to the pronunciation of temizle
Türkisch - Englisch
(Bilgisayar) clear log
(Bilgisayar) wash out
(Bilgisayar) cleanup

Cleanup will cost millions of dollars. - Temizleme, milyonlarca dolara mal olacak.

(Bilgisayar) erase
{f} clean

She helped her mother clean the house. - Annesinin evi temizlemesine yardımcı oldu.

It took me three days to clean the room. - Odayı temizlemek üç günümü aldı.

{f} swab

I clean my ears using cotton swabs. - Pamuklu çubuklar kullanarak kulaklarımı temizlerim.

{f} purging
expurgate
cleanse

The Europeans hired an exorcist to cleanse their continent of demons. - Avrupalılar iblislerin kıtasını temizlemek için bir cinci hoca tuttu.

He cleansed the wound before putting on a bandage. - O bir bandaj koymadan önce yarayı temizledi.

{f} clearing

Thanks for clearing that up. - Onu temizlediğin için teşekkürler.

Thank you for clearing the backyard. - Arka bahçeyi temizlediğin için teşekkürler.

make clean
remove dirt
{f} expurgating
remove the contamination
scour out
{f} swabbing
cleaning

After cleaning the dishes, I rinse them. - Bulaşıkları temizledikten sonra, ben onları durularım.

All of us were busy cleaning the room. - Hepimiz odayı temizlemekle meşguldük.

clean up

I don't wanna clean up dog shit. - Ben köpek boku temizlemek istemiyorum.

I'll do your shopping, clean up the house, and cook your dinner for you. - Ben, sizin için alışveriş yapacağım, evi temizleyeceğim, ve akşam yemeği pişireceğim.

flush

Remember to flush the toilet. - Tuvaleti temizlemeyi unutma.

Tom forgot to flush the toilet. - Tom tuvaleti temizlemeyi unuttu.

hoover
{f} clear

She will clear the table of the dishes. - O, bulaşık masasını temizleyecek.

He cleared the road in front of his house of snow. - O, evinin önündeki yolun karını temizledi.

cleansing
decontaminate
cleansed

He cleansed the wound before putting on a bandage. - O bir bandaj koymadan önce yarayı temizledi.

cleaned

She cleaned her room in a hurry. - O aceleyle odasını temizledi.

Working together, they cleaned the entire house in no time. - Birlikte çalışarak, bütün evi çabucak temizlediler.

scourout
disinfest
delouse
scour#out
fillet
{f} purge
temizlemek
clean up

All the neighbors united to clean up the park. - Parkı temizlemek için tüm komşular birleşti.

I have to clean up my apartment. - Dairemi temizlemek zorundayım.

temizlemek
clean

Tom doesn't want to clean his room. - Tom odasını temizlemek istemiyor.

Tom got out of cleaning the bathroom. - Tom banyoyu temizlemekten çıktı.

temizle num 5
(Bilgisayar) clear num 5
temizle seviyelendirme
(Bilgisayar) clear outline
temizle/yeniden
(Bilgisayar) clear/again
temizlemek
mop up
temizlemek
scavenge
temizlemek
{f} do
temizlemek
{f} wipe out
diski temizle
(Bilgisayar) disk cleanup
formu temizle
(Bilgisayar) clear form
temizlemek
kill
temizlemek
wipe off
temizlemek
remove the contamination
temizlemek
(Argo) liquidate
temizlemek
wash

I hate doing the washing up, even more than cleaning the toilet. - Bulaşık yıkamaktan nefret ederim, hatta tuvalet temizlemekten daha çok.

temizlemek
refine
temizlemek
pick
temizlemek
scrub
temizlemek
deterger
temizlemek
deterge
temizlemek
(deyim) keep clear of
temizlemek
defecate
temizlemek
(Denizbilim) scrape

You can use a tongue scraper to clean your tongue. - Dilinizi temizlemek için bir dil kazıyıcı kullanabilirsiniz.

temizlemek
brush
temizlemek
swob down
temizlemek
disinfect
temizlemek
buffer
temizlemek
scour
temizlemek
(deyim) make good
temizlemek
wash away
temizlemek
give something a sweep
temizlemek
wipe away
temizlemek
scour out
temizlemek
clear away
temizlemek
wash out
temizlemek
pay something off
temizlemek
absterge
temizlemek
make clean
temizlemek
batten
temizlemek
tidy

Isn't it easier to find your stuff when your room's tidy? I don't care. I don't want to clean my room. - Odan düzenli olduğunda eşyanı bulmak daha kolay değil mi? Umurumda değil. Odamı temizlemek istemiyorum.

temizlemek
tidy out
temizlemek
sanitise
temizlemek
swab
temizlemek
remove dirt
temizlemek
clear up
temizlemek
decontaminate
temizlemek
purify
temizlemek
clean out

It shouldn't take us long to clean out the garage. - Garajı temizlemek çok zaman almamalı.

temizlemek
purge
temizlemek
remove
temizlemek
comb out
temizlemek
square
Temizlemek
mundare
temizlemek
clear sth up
Temizlemek
flush
dizi temizle
(Bilgisayar) clear series
izleyici temizle
(Bilgisayar) tracer clear
kesim noktalarını temizle
(Bilgisayar) clear all breakpoints
sekme temizle
(Bilgisayar) clear tab
solu temizle
(Bilgisayar) clear left
temizlemek
get rid of
temizlemek
clarify
temizlemek
depurate
temizlemek
slang to rob, clean out
temizlemek
(Konuşma Dili) to get rid of, eliminate
temizlemek
to clean, to clean sth up; to cleanse; to pick; to tidy, to do out; to purify; to clear away; to rid; (borç) to pay sth off; to kill, to bump off, to rub out, to do away with, to rub sb out
temizlemek
erase
temizlemek
(Konuşma Dili) to finish
temizlemek
clear , flush (buffer etc.) , purge
temizlemek
houseclean
temizlemek
gut
temizlemek
(Konuşma Dili) to eat up, polish off, put away (food)
temizlemek
slang to kill, bump (someone) off, put (someone) away
temizlemek
rid
temizlemek
cleanse

The Europeans hired an exorcist to cleanse their continent of demons. - Avrupalılar iblislerin kıtasını temizlemek için bir cinci hoca tuttu.

temizlemek
to clean, gut, or dress (fish, game, etc.)
temizlemek
do out
temizlemek
rub out
temizlemek
bump off
temizlemek
swab down
temizlemek
to purify (water, air, etc.)
temizlemek
clear

Their job is to clear gardens. - Onların işi bahçeyi temizlemek.

I have to clear the garden. - Bahçeyi temizlemek zorundayım.

temizlemek
sweep
temizlemek
slang to clean (someone) out, take all of (someone's) money (during a poker game, etc.)
temizlemek
expurgate
temizlemek
excise
temizlemek
wipe up
temizlemek
(deyim) clear sth.up
temizlemek
give smth. a sweep
Türkisch - Türkisch

Definition von temizle im Türkisch Türkisch wörterbuch

Temizlemek
paklamak
Temizlemek
arıtmak
Temizlemek
almak
Temizlemek
temizlik yapmak
temizlemek
Sakıncalı, pürüzlü bir işi olumlu sonuçlandırmak
temizlemek
Arıtmak: "Yeşil alanların, parkların, koruların klorofili kirli havayı süzer, temizler."- H. Taner
temizlemek
Vücudunu ortadan kaldırmak, öldürmek, yok etmek
temizlemek
Temiz duruma getirmek, paklamak, arıtmak
temizlemek
Bir yara veya dokunun sağlam olmayan bölümlerini neşter veya bıçakla kesmek
temizlemek
Bitirmek, tüketmek
temizlemek
Kumar oyunlarında öbür oyuncuların bütün paralarını almak
temizlemek
Vücudunu ortadan kaldırmak, öldürmek, yok etmek: "İntihar etmeden önce de yargıcı temizleyecekti."- Ç. Altan
temizle
Favoriten