tele

listen to the pronunciation of tele
Englisch - Türkisch
uzak

Ben yaklaşık bir hafta boyunca uzaktan pazarlamacıydım. - I was a telemarketer for about a week.

Telefonun icadı, uzak mesafelerdeki insanlarla haberleşmeyi mümkün hale getirdi. - The invention of the telephone made it possible to communicate with people far away.

sınalgı
televizyon

Özel haber nedeniyle televizyon programı kesildi. - The television show was interrupted by a special news report.

Küçük erkek kardeşim televizyon izliyor. - My little brother is watching television.

(Tıp) Uzakta, uzak (mesafede)
(Tıp) Son, sonunda
tele-
sınalgıyla ilgili
tele-
(önek) tele
tele sales
tele satış
tele conversion lens
(Fotoğrafçılık) uzak açı lens
Türkisch - Türkisch
(Osmanlı Dönemi) Ağıl
(Osmanlı Dönemi) Tuzak
TELE'LÜ'
(Osmanlı Dönemi) (Lü'lü'. den) Parıldama
TELE'ÜV
(Osmanlı Dönemi) Parıldama, parlama
teles
Yıpranmış, hırpalanmış bir şekilde telleri, lifleri meydana çıkmış
Englisch - Englisch
television
tele-
teleport
tele-
telegraph

telethon.

tele-
relating to television

telecast.

tele-
over a distance

telephone.

tele
Favoriten