Do you see the bird on the telephone wire?
- Telefon kablosunun üzerindeki kuşu görüyor musun?
He sent me his congratulations by wire.
- Telgrafla bana tebriklerini iletti.
Would you like to borrow my stapler?
- Tel zımbamı ödünç almak ister misin?
I know what a stapler looks like.
- Bir tel zımbanın neye benzediğini biliyorum.
This type of mobile phone sells well.
- Bu tür cep telefonu iyi satar.
Do you have a mobile phone?
- Cep telefonun var mı?
I know what a stapler looks like.
- Bir tel zımbanın neye benzediğini biliyorum.
Would you like to borrow my stapler?
- Tel zımbamı ödünç almak ister misin?
We still use a corded telephone.
- Biz hala kablolu telefon kullanıyoruz.
I broke a string on my guitar.
- Gitarımda bir tel kırdım.
Most guitars have six strings.
- Birçok gitarın altı teli var.
He plucked one of his few strands of beard.
- O, sakalındaki az sayıda telden birini yoldu.
Do fish have vocal chords?
- Balıkların ses telleri var mıdır?
The building is surrounded by a barbed wire fence.
- Bina dikenli tel çitle çevrilmiş.
What do you get if you cross a hedgehog and a snake? Five feet of barbed wire.
- Bir kirpi ve bir yılan çiftleştirilirse ne olur? Bir buçuk metre boyunda bir dikenli tel.
Since she got her braces, I've hardly seen her smile.
- O, diş teli taktığından beri neredeyse onun gülümsemesini görmedim.
Braces aren't just for children.
- Diş telleri sadece çocuklar için değildir.
Sami found a bobby pin under his bed.
- Sami yatağının altında bir tel toka buldu.
Would you like to borrow my stapler?
- Tel zımbamı ödünç almak ister misin?
I know what a stapler looks like.
- Bir tel zımbanın neye benzediğini biliyorum.
... and i decided to move to the capital to mobile tel ...