This cage is made of wire.
- Bu kafes telden yapılmıştır.
He sent me his congratulations by wire.
- Telgrafla bana tebriklerini iletti.
I know what a stapler looks like.
- Bir tel zımbanın neye benzediğini biliyorum.
Would you like to borrow my stapler?
- Tel zımbamı ödünç almak ister misin?
Tom put new strings on the old guitar that he had just bought.
- Tom aldığı eski gitara yeni teller taktı.
One of the piano strings is broken.
- Piyano tellerinden birisi kırılmış.
Do fish have vocal chords?
- Balıkların ses telleri var mıdır?
Sami found a bobby pin under his bed.
- Sami yatağının altında bir tel toka buldu.
I know what a stapler looks like.
- Bir tel zımbanın neye benzediğini biliyorum.
Would you like to borrow my stapler?
- Tel zımbamı ödünç almak ister misin?
Do you have a mobile phone?
- Cep telefonunuz var mı?
Do you have a mobile phone?
- Cep telefonun var mı?
Tom crawled under barbed wire.
- Tom dikenli tel altında süründü.
The building is surrounded by a barbed wire fence.
- Bina dikenli tel çitle çevrilmiş.