His repeated delinquencies brought him to court.
- Tekrarlanan suçları onu mahkemeye getirdi.
The senator denied repeated requests for an interview.
- Senatör bir görüşme için tekrarlanan talepleri inkar etti.
He repeated his name slowly.
- Yavaşça adını tekrarladı.
He repeated it again.
- O, onu yine tekrarladı.
I don't want to bore you by repeating things you already know.
- Zaten bildiğin şeyleri tekrarlayarak seni sıkmak istemiyorum.
Would you mind repeating the question?
- Soruyu tekrarlar mısın?