His repeated delinquencies brought him to court.
- Tekrarlanan suçları onu mahkemeye getirdi.
Despite repeated warnings, Tom didn't stop doing that.
- Tekrarlanan uyarılara rağmen, Tom bunu yapmaktan vazgeçmedi.
He repeated it again.
- O, onu yine tekrarladı.
Lincoln repeated the words.
- Lincoln sözlerini tekrarladı.
Madness is repeating the same experience, expecting the results to be different.
- Çılgınlık, sonuçların farklı olacağını umarak, aynı deneyimi tekrarlamaktır.
I don't want to bore you by repeating things you already know.
- Zaten bildiğin şeyleri tekrarlayarak seni sıkmak istemiyorum.