Madness is repeating the same experience, expecting the results to be different.
- Çılgınlık, sonuçların farklı olacağını umarak, aynı deneyimi tekrarlamaktır.
Repeating a mistake without recognizing it as one, is the biggest mistake of all.
- Bir bütün olarak tanımadan bir hatayı tekrarlamak hepsinin içinde en büyük hatadır.
If you don't say anything, you won't be called on to repeat it.
- Hiçbir şey söylemezsen, bunu tekrarlamak için çağrılmayacaksın.
No, repeated the Englishman.
- Hayır, İngiliz tekrarladı.
He repeated it again.
- O, onu yine tekrarladı.
Don't repeat such a careless mistake.
- Böylesine dikkatsiz bir hatayı tekrarlama.
Repeating a mistake without recognizing it as one, is the biggest mistake of all.
- Bir bütün olarak tanımadan bir hatayı tekrarlamak hepsinin içinde en büyük hatadır.
Repeating a mistake without recognizing it as one, is the biggest mistake of all.
- Bir bütün olarak tanımadan bir hatayı tekrarlamak hepsinin içinde en büyük hatadır.
Would you mind repeating the question?
- Soruyu tekrarlar mısın?
Stop repeating everything I say! Stop repeating everything I say!
- Söylediğim her şeyi tekrarlamayı kes! Söylediğim her şeyi tekrarlamayı kes!
That's worth repeating.
- O tekrarlamaya değer.
Apparently, he had never heard of recursion.
- Görünüşe göre, o hiç tekrarlama duymamıştı.
Repetition plays an important role in language study.
- Tekrarlama, dil çalışmasında önemli bir rol oynamaktadır.
Repetition is the father of learning.
- Tekrarlamak, öğrenmenin babasıdır.