I could kick myself for not bringing a map.
- Bir harita getirmediğim için kendimi tekmeleyebilirdim.
He gave the barking dog a vicious kick.
- O, havlayan köpeğe şiddetli bir tekme attı.
Tom kicked the snow off his boots.
- Tom karı tekmeleyerek botundan düşürdü.
I'm so sorry. I didn't mean to kick you.
- Ben çok üzgünüm. Niyetim sana tekme atmak değildi.