tekelleşmek

listen to the pronunciation of tekelleşmek
Türkisch - Englisch
integrated monopoly
tekel
monopoly

Postal services are a government monopoly. - Posta hizmetleri devlet tekelindedir.

Our store has a monopoly on this item. - Mağazamız bu üründe tekel olmuş durumda.

tekel
monopol

At the meeting he monopolized the discussion and completely disrupted the proceeding. - Toplantıda o, tartışmayı tekeline aldı ve davayı tamamen bozdu.

He was opposed to monopolies. - O, tekellere karşıydı.

tekel
r‚gie
tekelleşme
monopolies
Tekel
the Turkish State Liquor and Tobacco Monopoly
tekel
liquor store

In the late 1950's, my mother wanted to buy a bottle of rum, and the clerk at the Ontario liquor store asked her, whether she had a note from her husband. - 1950'lerin sonlarında annem bir şişe rom almak istemiş, ve Ontario tekel bayiindeki görevli ona kocasının yazılı izninin olup olmadığını sormuş.

tekel
monopoly inhisar, monopol
tekel
(Hukuk) monopoly, state monopoly on alcohol and tobacco
tekel
regie
Türkisch - Türkisch
Tekel durumuna gelmek
Tekel
inhisar
TEKEL
(Hukuk) Alımın veya satımın tek bir elde toplanması
Tekel
monopol
tekel
Bir malın yapımının, tek bir kuruluşun elinde bulunduğu durum; herhangi bir üretim alanını devletin elinde tutma, satışı tek elden yönetme ve fiyata hâkim olma durumu, inhisar, monopol
tekel
Bir malın yapımının, tek bir kuruluşun elinde bulunduğu durum, inhisar, monopol
tekel
Herhangi bir üretim alanını devletin elinde tutma, satışı tek elden yönetme ve fiyata hâkim olma durumu, inhisar, monopol
tekel
Bir tek şeye tek başına sahip çıkma
tekel
Bir tek şeye tek başına sahip çıkma: "Özel yalıların tekelinden kurtarılan yeni kıyılar da halkın denizle buluşmasını sağlayacak."- H. Taner
tekelleşme
Tekelleşmek işi
tekelleşmek
Favoriten