Tom gölete bir taş attı.
- Tom threw a stone into the pond.
Eğer onu kolundan yakalamasaydı, göletin içine düşmüş olacaktı.
- She would have fallen into the pond if he had not caught her by the arm.
Yüzme havuzuna daldı.
- She dived into the swimming pool.
O, yüzme havuzundan uzaktaydı.
- He was away from the swimming pool.
Havuzda yüzmemelisiniz.
- You mustn't swim in the pond.
Havuz yüzülemiyecek kadar çok sığ.
- The pond is too shallow for swimming.