I don't want anything to jeopardize our friendship.
- Dostluğumuzu tehlikeye atacak bir şey istemiyorum.
Firefighters always endanger their lives.
- İtfaiyeciler her zaman hayatlarını tehlikeye atarlar.
Lead poisoning endangers the health of millions of children around the world.
- Kurşun zehirlenmesi dünya genelinde milyonlarca çocuğun sağlığını tehlikeye atar.
Fadil endangered Layla's life.
- Fadıl, Leyla'nın hayatını tehlikeye attı.
Sami endangered Layla's life.
- Sami, Leyla'nın hayatını tehlikeye attı.