tehditle

listen to the pronunciation of tehditle
Türkisch - Englisch
extort
blustering
tehdit
{i} menace

Three men menaced him with knives. - Üç adam bıçaklarla onu tehdit etti.

tehdit
threatening

Slanderous, defamatory, obscene, indecent, lewd, pornographic, violent, abusive, insulting, threatening and harassing comments are not tolerated. - İftira niteliğinde, küçük düşürücü, müstehcen, uygunsuz, iffetsiz, pornografik, şiddet, suistimal, hakaret, tehdit ve taciz yorumlarına katlanılmaz.

The labor unions had been threatening the government with a general strike. - İşçi sendikaları hükümeti genel grevle tehdit etmekteydi.

tehdit
threat

Coup d'états can threaten the politics. - Darbeler siyaseti tehdit edebilir.

When you are constantly told no smoking, no smoking like that, you start thinking, maybe smoking really is a threat to public morals or something. - Sana sık sık sigara içme,o şekilde sigara içme deniliyorsa, düşünmeye başla, belki sigara içmek toplum ahlakına ya da bir şeye yönelik tehdittir.

tehditle almak
extort
tehditle yaptırmak
hold a pistol to smb.'s head
tehdit
{i} danger

There are dangers that threaten both men and women. - Hem erkekleri hem de kadınları tehdit eden tehlikeler vardır.

tehdit
{i} intimidation
tehdit
(Latin) metus
tehdit
duress
tehdit
constraint
tehdit
jawbones
tehdit
threat to
tehdit
threat, menace
tehdit
jawbone
Türkisch - Türkisch
tehditle
Favoriten