teasing, mockery; provocation

listen to the pronunciation of teasing, mockery; provocation
Englisch - Türkisch

Definition von teasing, mockery; provocation im Englisch Türkisch wörterbuch

taunt
{f} alay etmek
taunt
sataşma
taunt
alay

Sami'nin karısı sürekli olarak onunla alay ediyordu. - Sami's wife was constantly taunting him.

Benimle alay etmeye devam et ve ne olacağını gör. - Keep taunting me and see what happens.

taunt
{i} alay etme

Benimle alay etmeye devam et ve ne olacağını gör. - Keep taunting me and see what happens.

taunt
{f} alay et

Benimle alay etmeye devam et ve ne olacağını gör. - Keep taunting me and see what happens.

taunt
iğnelemek
taunt
iğneleme
taunt
sataşmak
taunt
(Askeri) HAKARET, İSTİHZA, İĞNELEMEK
taunt
{f} alay ederek sataşmak
taunt
{i} başa kakma
taunt
{i} yüze vurma
taunt
{i} (sataşmak için söylenen alaylı) laf
taunt
{f} başına kakmak
taunt
{f} yüzüne vurmak
Englisch - Englisch
{i} taunt
teasing, mockery; provocation
Favoriten