tazelenmiş

listen to the pronunciation of tazelenmiş
Türkisch - Englisch
regenerate
renovated
refreshed

I feel quite refreshed after taking a bath. - Banyo yaptıktan sonra oldukça tazelenmiş hissediyorum.

I feel completely refreshed after spending a week in the country. - Ben kırsalda bir hafta geçirdikten sonra tamamen tazelenmiş hissediyorum.

new
tazele
{f} refresh

She looked at the picture to refresh her memory. - O, hafızasını tazelemek için resme baktı.

Moderate exercise will refresh both mind and body. - Orta dereceli egzersiz hem aklımızı hem bedenimizi tazeler.

tazele
{f} refreshed

I feel completely refreshed after spending a week in the country. - Ben kırsalda bir hafta geçirdikten sonra tamamen tazelenmiş hissediyorum.

She refreshed her memory with the photo. - Fotoğrafla hafızasını tazeledi.

tazele
brush up on

Before going to study in Paris, I must brush up on my French. - Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.

Before going to work in Paris, I must brush up on my French. - Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.

tazele
{f} refreshing
tazelenmiş
Favoriten