The sight of fresh lobster gave me an appetite.
- Taze ıstakozun görünüşü iştahımı açtı.
Flowers and trees need clean air and fresh water.
- Çiçeklerin ve ağaçların temiz havaya ve taze suya ihtiyacı vardır.
Our delicious coffee is made from freshly roasted coffee beans.
- Bizim lezzetli kahvemiz taze kavrulmuş kahve çekirdeklerinden yapılır.
It's so wonderful to smell freshly made coffee!
- Taze yapılmış kahveyi koklamak çok harika!
Fresh fruit is good for your health.
- Taze meyve, sağlığın için yararlıdır.
Fresh fruit is good for you.
- Taze meyve, sizin için iyidir.
A little nap and, just like that, I'm as fresh as a daisy.
- Biraz şekerleme ve bunun gibi, ben bir papatya gibi tazeyim.
She likes to eat fresh raw vegetables.
- Taze çiğ sebze yemeği sever.
Everything's fresh and new.
- Her şey taze ve yeni.
We eat a fresh, green salad every day.
- Biz her gün taze yeşil salata yeriz.
The fresh strawberries went like hot cakes.
- Taze çilekler sıcak kekler gibi gitti.
Tom opened the window to get some fresh air.
- Tom biraz taze hava almak için pencereyi açtı.
Tom enjoys the fresh air.
- Tom taze havayı sever.