We had some chicken soup.
- Biz biraz tavuk çorbası yedik.
I like Beypilic chicken.
- Beypiliç'in tavuk etini seviyorum.
My hens laid fewer eggs last year.
- Benim tavuklar geçen yıl daha az yumurtladı.
What came first? The egg or the hen?
- Hangisi ilk olarak geldi? Yumurta mı yoksa tavuk mu?
Tom let his chooks out so they could roam free in the garden.
- Tom, bahçede serbestçe dolaşabilsinler diye tavuklarını dışarı salıverdi.
My uncle asked me to take care of the chickens.
- Amcam tavuklara bakmamı istedi.
The snow-flakes became larger and larger, till they appeared like great white chickens.
- Kar taneleri büyük beyaz tavuklar gibi görününceye kadar gittikçe büyüdü.