Tom can't afford to take a vacation now.
- Tom şimdi bir tatil yapmayı göze alamaz.
I'll take a vacation this week.
- Bu hafta tatil yapacağım.
She talked her husband into having a holiday in France.
- O, Fransa'da bir tatil yapmak için kocasını ikna etti.
She advised him to take a long holiday.
- O, ona uzun bir tatil yapmasını tavsiye etti.