Yaşam koşulları zordu.
- Living conditions were hard.
O politikacı iç ve dış koşullarda deneyimlidir.
- That politician is well versed in internal and external conditions.
Bu şartlar altında birlikte çalışamayız.
- Under these conditions we can not work together.
Çalışma şartlarını iyileştirmek istiyorlar.
- They want to better their working conditions.
Yaşam koşulları zordu.
- Living conditions were hard.
Kilometre performansı sürüş koşullarına göre değişir.
- Mileage varies with driving conditions.
Bu hastanın durumu günden güne kötüleşiyor.
- This patient's conditions are getting worse day after day.
Hava durumları değişebilir.
- Weather conditions may change.