Tom told me that he could live off his savings for a while if he lost his job.
- Tom bana işini kaybetse bile tasarrufları ile bir süre yaşayabileceğini söyledi.
Tom is saving money for college.
- Tom üniversite için para tasarrufu yapıyor.
If we have money problems we can always dip into our savings.
- Para sorunumuz olursa her zaman tasarruflarımızdan bir kısmını harcayabiliriz.
Tom deposited some money in his savings account just yesterday.
- Tom sadece dün tasarruf mevduadına biraz para yatırdı.
Economy cars save you money.
- Ekonomi arabalar size tasarruf sağlar.
Fuel economy is a big advantage of this car.
- Yakıt tasarrufu bu arabanın önemli bir avantajıdır.
I used a computer in order to save time.
- Zamandan tasarruf etmek için bir bilgisayar kullandım.
If you use this modern equipment, it will save a lot of manpower.
- Eğer bu modern donanımı kullanırsanız bir sürü iş gücü tasarruf edecektir.
The speaker laid stress on the need for thrift.
- Konuşmacı tasarruf ihtiyacı üzerinde stres attı.
Tom and Mary moved in together to save money on rent.
- Tom ve Mary kiradan tasarruf etmek için beraber eve çıktılar.
Many farmers had to divest themselves of stock during the drought to save on feeding costs.
- Birçok çiftçi kuraklık sırasında beslenme maliyetlerinde tasarruf etmek için kendilerini stoktan mahrum bırakmak zorunda kaldılar.
Tom wanted save up enough money to buy a car.
- Tom bir araba satın almak için yeterli parayı tasarruf etmek istedi.
Tom wanted save up enough money to buy a car.
- Tom bir araba satın almak için yeterli parayı tasarruf etmek istedi.
I used a computer in order to save time.
- Zamandan tasarruf etmek için bir bilgisayar kullandım.