tasarlanmak

listen to the pronunciation of tasarlanmak
Türkisch - Englisch
to be envisaged, be envisioned; to be planned; to be projected
(for a piece of wood or stone) to be roughhewn, be roughed out
tasarla
{f} designing

Tom spent all day designing a website for a new client. - Tom, bütün günü yeni bir müşteri için bir web sitesi tasarlayarak geçirdi.

When we started out designing web pages, we were the only ones doing it in this part of the country. - Web sayfalarını tasarlamaya başladığımızda, ülkenin bu kısmında onu yapan tek insanlar bizdik.

tasarla
conceive

I conceived of the plan while I was smoking. - Sigara içerken planı tasarladım.

tasarla
{f} design

This is designed especially for young people. - Bu özellikle genç insanlar için tasarlanmıştır.

This book is designed to teach children how to read. - Bu kitap çocuklara nasıl okuyacağını öğretmek için tasarlandı.

tasarla
{f} devise

Sami devised a simple plan to help Layla. - Sami, Leyla'ya yardım etmek için basit bir plan tasarladı.

To explain this phenomenon, each scientist devised his own theory. - Bu fenomeni açıklamak için, her bilim adamı kendi teorisini tasarladı.

tasarla
designed

Mayuko designed a dress for herself. - Mayuko kendisi için bir elbise tasarladı.

University education is designed to expand your knowledge. - Üniversite eğitimi bilginizi genişletmek için tasarlanmıştır.

tasarlanma
designing
Türkisch - Türkisch
Tasarlama işi yapılmak
Tasarlamak işi yapılmak
tasarlanma
Tasarlanmak işi
tasarlanmak
Favoriten