O zaman, tarifeler birçok üründe yüksekti.
- At that time, tariffs were high on many products.
Yüksek tarifeler uluslararası ticaret için bir engel haline gelmiştir.
- High tariffs have become a barrier to international trade.
Yüksek tarifeler uluslararası ticaret için bir engel haline gelmiştir.
- High tariffs have become a barrier to international trade.
Tarifeleri blok olarak kontrol etmenin ülke ülke kontrol etmekten daha uygun olduğunu vurgulamak istiyorum.
- I would like to stress that it is more convenient to control tariffs as a bloc rather than country by country.
Başkan Arthur gümrük vergilerini düşürmek istedi.
- President Arthur wanted to reduce the tariffs.
Bazı gümrük vergileri yüzde 60'a varıyordu.
- Some of the tariffs were as high as sixty percent.
Bazı gümrük vergileri yüzde 60'a varıyordu.
- Some of the tariffs were as high as sixty percent.
Cleveland yüksek gümrük vergilerinin yanlış olduğuna karar verdi.
- Cleveland decided that high tariffs were wrong.