tanrı

listen to the pronunciation of tanrı
Türkisch - Englisch
god

It is easier for a camel to pass through the eye of a needle than for a rich man to enter the kingdom of God. - Bir devenin bir iğnenin deliğinden geçmesi bir zengin kişinin Tanrı'nın krallığına girmesinden daha kolaydır.

Every day they killed a llama to make the Sun God happy. - Onlar Güneş Tanrısı'nı mutlu etmek için her gün bir lama öldürdü.

the Creator

In the eyes of the Creator, all are equal. - Tanrı'nın gözünde herkes eşittir.

Christians believe that God is the creator of the world. - Hıristiyanlar Tanrı'nın dünyanın yaratıcısı olduğuna inanıyor.

the Almighty
Father

My father's little library consisted chiefly of books on polemic divinity, most of which I read. - Babamın küçük kütüphanesi çoğu polemik tanrılığı içeren kitaplardan oluşuyordu, onların çoğunu okudum. esas oluşuyordu.

I love God, Heaven's father, who created me. - Beni yaratan, cennetin babası Tanrı'yı seviyorum.

the Deity
the godhead
the Divinity
the Eternal
the Infinite
the Providence
God, the Creator, the Lord, Father, Heaven, god, deity, divinity
Heaven

In the beginning God created the heaven and the earth. - Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.

I love God, Heaven's father, who created me. - Beni yaratan, cennetin babası Tanrı'yı seviyorum.

god, deity
deity

Prosperity is only an instrument to be used, not a deity to be worshipped. - Refah, tapılacak bir tanrı değil, sadece kullanılacak bir araçtır.

I found an alcove with a statue of a Hindu deity. - Bir Hindu tanrısının heykeliyle bir niş buldum.

divinity

My father's little library consisted chiefly of books on polemic divinity, most of which I read. - Babamın küçük kütüphanesi çoğu polemik tanrılığı içeren kitaplardan oluşuyordu, onların çoğunu okudum. esas oluşuyordu.

goodness

Thank goodness you're here. - Tanrıya şükür buradasın.

Goodness knows what it was. - Buna ne olduğunu tanrı bilir.

Lord

We have sinned, Lord, forgive us. - Günah işledik, Tanrım, bizi affet.

He lives according to the law of the Lord. - Tanrının yasasına göre yaşıyor.

the Lord
godhead
providence
omnipotent

Only God can safely be omnipotent. - Sadece Tanrı güvenle her şeye gücü yeter olabilir.

Only God is omnipotent. - Sadece Tanrı her şeye gücü yetendir.

being

Human beings were created in God's image. - İnsanoğlu Tanrı'nın suretinde yaratılmıştır.

grand architect
providencs
eternal
diety
eterne
creation
tanrı katı
god times
tanrı seni korusun
God bless you
tanrı tanımaz
God knows
Tanrı Dağları
the Tien Shan range of mountains (in central Asia)
Tanrı misafiri
unexpected guest
Tanrı vergisi
gift, talent
Tanrı'nın görünmesi
Epiphany
Tanrı'nın günü
every blessed day
Tanrı'ya sunulan şey
Oblation
tanrı gibi
godlike
tanrı yemeği
ambrosia
tanrı'nın görevlendirdiği
holy
tanrı'ya adanmış
divine
tanrı'ya ait
holy
fenike mitolojisinde en büyük tanrı
Phoenician mythology, god of the largest
Baş tanrı
Jove
Fenikelilerin çocuk kurban ettikleri tanrı
Moloch
Sahte tanrı
Baal
bütün varlıkların tanrı olduğu görüşü
pantheism
felsefi tanrı bilimi
(Felsefe) theodicy
yarı tanrı
demigod
yüce tanrı
the Supreme
yüce tanrı
the most high
yılan tanrı
zombie
Türkisch - Türkisch
Allah
Çok tanrıcılıkta var olduğuna inanılan insanüstü varlıklardan her biri, ilah
rab
ilah
Zülcelal
hakim
Huda
hu
yaradan
hak
yezdan
(Hukuk) ÇALAP
canan
Oğan
Mevla
ogan
Tanrı kayrası
Tanrının dünya işlerinde beliren iyilik ve bilgeliği
Tanrı misafiri
Çağrılmadan gece yatısına gelen konuk
Tanrı vergisi
Sonradan elde edilmeyip yaradılıştan var olan nitelik, yetenek veya özellik, Allah vergisi
tanrı bilimci
İlâhiyatla uğraşan kimse, ilâhiyatçı, teolog
tanrı bilimi
İlâhiyat, teoloji
gök tanrı
(Din) Tengri, Eski Türkçede "gök" veya "gök tanrısı" anlamlarına gelip, Eski Türklerin ve Moğolların inancı Tengricilik'de Gök Tanrı'sı, ya da Gök'ün yüce ruhudur
Englisch - Türkisch

Definition von tanrı im Englisch Türkisch wörterbuch

tanrı aşkına
For God's sake
tanrı
Favoriten