tanımlama

listen to the pronunciation of tanımlama
Türkisch - Englisch
explanation
specification
collation
identification
description

The fear we felt at the earthquake was beyond description. - Depremde hissettiğimiz korku tanımlamanın ötesindeydi.

We finally found a man who fits this description. - Sonunda bu tanımlamaya uyan bir adam bulduk.

portrayal
characterization
definition, description tarif
portraiture
defining, definition
describing
{i} definition

Can you show me the definition? - Bana tanımlamayı gösterebilir misiniz?

depict
(Denizbilim) descript

Here is a brief description. - İşte kısa bir tanımlama.

The fear we felt at the earthquake was beyond description. - Depremde hissettiğimiz korku tanımlamanın ötesindeydi.

picture
depicting
{i} declaring
define

It is hard to define triangle. - Üçgen'i tanımlamak zor.

There is a second way to define the Gabriel-Roiter measure which may be more intuitive. - Gabriel Roiter ölçüsünü tanımlamak için daha sezgisel olabilen ikinci bir yol vardır.

{i} defining
recognition
portray
tanımlamak
identify

Deer tracks are easy to identify. - Geyik izlerini tanımlamak kolaydır.

Science is trying to identify the strange animal. - Bilim garip hayvanı tanımlamak için çalışıyor.

tanımlamak
{f} describe

It's hard to even describe. - Bunu tanımlamak bile zor.

The term ‘milonguero style tango’ was coined in the early 1990s to describe the style of dancing tango that was prevalent in the milongas of downtown Buenos Aires in the 1950s. - 1950'li yıllarda şehir Buenos Aires'in milangolarında yaygın olan tangoyu dans etme stilini tanımlamak için 'Milonguero stili tango' terimi 1990'ların başında uyduruldu.

tanımlamak
{f} define

It's a difficult term to define. - Bu, tanımlamak için zor bir terim.

Love is hard to define. - Aşkı tanımlamak zordur.

tanımlama ve radar görüş alanı
(Askeri) positive identification and radar advisory zone
tanımla
describing
tanımlamak
designate
kimlik/tanımlama
(Askeri) identification
tanımlamak
{f} portray
tanımlamak
{f} qualify
tanımla
{f} defined

The Astronomical Unit (AU) is defined as the average distance between the Earth and the Sun. It is approximately 150 million km (93 million miles). - Astronomik Birim Dünya ve Güneş arasındaki ortalama mesafe olarak tanımlanır.Bu yaklaşık 150 milyon kilometredir.

From the viewpoint of tissue culture, the environment for this experiment should be more rigidly defined. - Doku kültürü bakış açısından, bu deney için çevre daha katı bir şekilde tanımlanmış olmalıdır.

sorun tanımlama
problem description
tanımla
(Bilgisayar) identify on
tanımla
(Bilgisayar) identify

Can you identify that? - Onu tanımlayabilir misin?

Chemical symbols are used to identify chemical elements. - Kimyasal semboller kimyasal elementleri tanımlamak için kullanılır.

tanımlamak
label
tanımlamak
predefine
tanımlamak
(Arılık) identification
tanımlamak
{f} diagnose
tanımla
{f} identified

Happiness is sometimes identified with money. - Mutluluk bazen parayla tanımlanır.

One suspect has been identified. - Bir şüpheli tanımlandı.

tanımla
{f} declaring
tanımla
declare
tanımla
define

Can you clearly define this word? - Bu sözcüğü açıkça tanımlayabilir misiniz?

From the viewpoint of tissue culture, the environment for this experiment should be more rigidly defined. - Doku kültürü bakış açısından, bu deney için çevre daha katı bir şekilde tanımlanmış olmalıdır.

tanımla
{f} defining

Curiosity is a defining trait of human beings. - Merak insanoğlunun tanımlayıcı bir özelliğidir.

tanımla
{f} described

She described him as handsome. - O, onu yakışıklı olarak tanımladı.

He described his own experience. - O, kendi deneyimini tanımladı.

tanımlamak
characterize
tanımlamak
answer
tanımla
declared
tanımlamalar
declares
tanımlamalar
defines
Müşterek Muharebe Tanımlama Ofisi
(Askeri) Joint Combat Identification Office
ana gösterge kodu; nakit ödeme; kişi tanımlama kodu; uçağı idare eden pilot
(Askeri) parent indicator code; payment in cash; person identification code; pilot in command
enjeksiyon pompası tanımlama
reset the injection pump
gökcisimlerini tanımlama bilimi
uranography
mesaj tanımlama
(Askeri) message identification
muharebe tanımlama; muharebe istihbarat tümeni; suç tahkikatı tümeni
(Askeri) combat identification; combat intelligence division; criminal investigation division
olumlu dost tanımlama
(Askeri) positive friendly identification
plan tanımlama numarası
(Askeri) plan identification number
problem tanımlama
problem identification
problem tanımlama bayrağı
(Askeri) problem identification flag
sorunu tanımlama
(Ticaret) problem defining
tanımla
characterize
tanımlamak
illustrate
tanımlamak
to define, to describe tarif etmek
tanımlamak
be descriptive of
tanımlamak
to define

Love is hard to define. - Aşkı tanımlamak zordur.

It's a difficult term to define. - Bu, tanımlamak için zor bir terim.

tanımlamak
picture
tanımlamalar
imagery
Türkisch - Türkisch
Tanımlamak işi, tarif etme
Tanımlamak
tarif etmek
tanımlamak
Bir kavramı bütün ögeleri ile eksiksiz anlatmak, özel ve değişmez niteliklerini sayarak bir şeyi tanıtmak, tarif etmek
Englisch - Türkisch

Definition von tanımlama im Englisch Türkisch wörterbuch

içerik tanımlama
(Bilgisayar) Content definition
tanımlama
Favoriten