tamir etmek

listen to the pronunciation of tamir etmek
Türkisch - Englisch
fix

The plumber used many tools to fix our sink. - Tesisatçı bizim lavaboyu tamir etmek için birçok alet kullandı.

Tom spent all day trying to fix the leak in the roof. - Tom bütün günü çatıdaki sızıntıyı tamir etmek için uğraşarak geçirdi.

mend

It took me several hours to mend it. - Onu tamir etmek birkaç saatimi aldı.

repair

It cost me 5,000 yen to repair my bicycle. - Bisikletimi tamir etmek 5,000 yen'e mal oldu.

I took the radio apart to repair it. - Tamir etmek için radyoyu parçalara ayırdım.

a) to repair, to mend, to fix b) to overhaul
1. to repair, fix, mend. 2. to make amends for
bodge
fix up
patch together
fix over
rebuild
tinker
overhaul
Mend, repair
dust down
redintegrate
service
recondition
renovate
do up
(ayakkabı) cobble
debug
refit
rehabilitate
tinker up
(deyim) see to
put into commission
doctor
renew
tamir et
{f} repair

I had my watch repaired. - Saatimi tamir ettirdim.

He repaired the broken window of my house. - O benim evin kırık penceresini tamir etti.

tamir et
patch together
tamir et
{f} tinker
tamir etme
repairs
Bağdatı tamir etmek
to eat one's meal
ayakkabı tamir etmek
to cobble
bunu tamir etmek bir gün sürer
It will take us a day to repair it
bunu tamir etmek imkânsız
It's impossible to fix it
kıçını tamir etmek
(pantolon) seat
oturağını tamir etmek
seat
üstünkörü tamir etmek
tinker
Türkisch - Türkisch
Yapılan bir yanlışı düzeltmeye çalışmak
Onarmak
ovarmak
tamir etmek
Favoriten