The salad is incomplete without olive oil, croutons and nuts.
- Salata; zeytinyağı, kruton ve fındık olmadan tamamlanmamıştır.
Tom's plan is incomplete.
- Tom'un planı tamamlanmamıştır.
I think we have some unfinished business.
- Sanırım biraz tamamlanmamış işimiz var.
We should be able to complete the work in five days.
- Biz, beş gün içinde işi tamamlayabilmeliyiz.
Let's complete this picture quickly.
- Çabucak bu resmi tamamlayalım.
I'm not completing your assignments.
- Ben senin ödevlerini tamamlamıyorum.
He had a share in completing the job.
- O, işi tamamlamada pay sahibi oldu.
All is completed with this.
- Hepsi bununla tamamlandı.
The new railway is not completed yet.
- Yeni demiryolu henüz tamamlanmış değildir.