Bill wanted to get to the office in good time to clean his desk.
- Tom masasını temizlemek için tam zamanında ofise gitmek istedi.
The taxi arrived in good time.
- Taksi tam zamanında geldi.
Tom arrived in the nick of time.
- Tom tam zamanında geldi.
Tom got there just in the nick of time.
- Tom tam zamanında oraya vardı.
Tom arrived precisely on time.
- Tom tam zamanında geldi.
He asked me to wake him up on time.
- Benden onu tam zamanında uyandırmamı istedi.