O lisede, spor, derslerden daha önemlidir.
- At that high school, sports is more important than academics.
Yüksek ateş, bu hastalığın önemli bir belirtisidir.
- High fever is a prominent symptom of this disease.
Eroin yüksek derecede bağımlılık yapar.
- Heroin is highly addictive.
Norveççe, İsveççe ve Danimarkaca karşılıklı olarak yüksek derecede anlaşılabilirdir.
- Norwegian, Swedish and Danish are mutually intelligible to a high degree.
Fiyatlar on üç yılın doruk noktasına çıktı.
- Prices have reached a 13-year high.
Everest dağının doruk noktası dünyada en yüksek noktadır.
- The peak of mount Everest is the highest spot in the world.
Bir ödül kazanmak için yeterince yükseğe zıplamadı.
- He didn't jump high enough to win a prize.
Hiçbir kuş gereğinden çok yükseğe uçmaz, eğer ki kendi kanatlarıyla uçuyorsa.
- No bird soars too high if he soars with his own wings.
Egzosfer atmosferin en üst tabakasıdır. 10.000 kilometreye kadar termosferin üstünden uzanır.
- The exosphere is the highest layer of the atmosphere. It extends from the top of the thermosphere up to 10,000 kilometers.
Bu tekne üstün kaliteli alüminyum ve yüksek güçlü demir ile yapılır.
- This boat is made with high grade aluminum and high strength iron.
Hiçbir kuş gereğinden çok yükseğe uçmaz, eğer ki kendi kanatlarıyla uçuyorsa.
- No bird soars too high if he soars with his own wings.