O çok gevelemese onu daha iyi anlayabilirim.
- I could understand him better if he didn't mumble so much.
İnsanlar çok gevelediğimi söylüyor.
- People say I mumble a lot.
Utangaç mürit onun cevabını mırıldandı.
- The shy disciple mumbled his answer.
Tom Fransızca bir şey mırıldandı.
- Tom mumbled something in French.
O çok gevelemese onu daha iyi anlayabilirim.
- I could understand him better if he didn't mumble so much.
O çok gevelemese onu daha iyi anlayabilirim.
- I could understand her better if she didn't mumble so much.