talebe

listen to the pronunciation of talebe
Türkisch - Englisch
demand

The price varies with demand. - Talebe göre fiyat değişir.

Prices depend on the costs and the demand. - Fiyatlar maliyetlere ve talebe bağlıdır.

student, pupil öğrenci
student; pupil
student

There are about a thousand students in all. - Toplam olarak takribî bin talebe var.

I am a student who likes going to school. - Ben okula gitmeyi seven bir talebeyim.

disciple
talep
request

Tom is the type of person who always demands that something be done rather than request that it be done. - Tom bir şeyin yapılmasını rica etmek yerine bir şeyin yapılmasını her zaman talep eden türden bir insan.

If you request a further discount, we suggest changing the terms of payment. - Daha fazla bir indirim talep ederseniz, ödeme koşullarını değiştirmeyi öneririz.

talep
demand

We demanded that he explain to us why he was late. - Niçin geç kaldığını bize açıklamasını talep ettik.

We must not give way to their demands. - Biz onların taleplerine boyun eğmemeliyiz.

talebe göre
on request
talep
{i} claim

Fight oppression, claim your freedom. - Baskıya direnin, özgürlüğünüzü talep edin.

He claimed his share of the profits. - Kar payını talep etti.

talep
{i} petition
talep
submission
talep
(Latin) intentio
talep
(Askeri) inquiry
talep
market
talep
(Kanun) challenge
talep
rush
talep
call

He called for a tax on earnings. - O kazançlarla ilgili vergi talep etti.

talep
(Kanun) clamor
talep
solicitation
talep
demands of
talep
to demand
talep
application
talep
sale
talep
wanting, requiring, demanding, demand; formal request
talep
plea

Please file a written request. - Lütfen yazılı talep doldurun.

talep
charge

That company charges a monthly service fee of thirty dollars. - Bu şirket, otuz dolara aylık bir servis ücreti talep ediyor.

I charge a flat fee of 2,000 dollars per weekend for my services. - Ben hizmetlerim için haftalık 2.000 dolarlık sabit bir ücret talep ediyorum.

talep
run
talep
request; demand, sale; claim
talep
com. demand
talep
requisition
talep
{i} requirement
talep
indent
talep
motion
talep
solicit

He solicited our votes. - O oyumuzu talep etti.

Türkisch - Türkisch
Öğrenci

Toplam olarak yaklaşık bin öğrenci var. - Toplam olarak takribî bin talebe var.

Öğrenci 256'nın karekökü on altıdır diye yanıtladı. - Talebe 256'nın karekökü on altıdır diye cevapladı.

(Osmanlı Dönemi) Şakird. Tahsile çalışan. Öğrenen. Öğrenci
(Osmanlı Dönemi) (Tâlib. C.) İstekliler
(Osmanlı Dönemi) ÇERAG
(Osmanlı Dönemi) şâkird
talep
İstek
talep
Bir kimseden bir şeyi yapmasını veya yapmamasını isteme, dileme, istem. İstek: "... din eğitim ve öğretimi ancak, kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcisinin talebine bağlıdır."- Anayasa
talep
(Osmanlı Dönemi) istek
talep
Bir kimseden bir şeyi yapmasını veya yapmamasını isteme, dileme, istem
talebe
Favoriten