taklidini

listen to the pronunciation of taklidini
Türkisch - Englisch
mock
An imitation, usually with the connotation that it's one of lesser quality
imitation, not genuine. (mock turtle soup, mock leather); fake
A practice exam set by an educating institution to prepare students for an important exam

He got a B in his History mock, but improved to an A in the exam.

{v} to deride, mimic, tantalize, deceive
imitation, not genuine. (mock turtle soup, mock leather)
{s} imitation, false, fake, not real
To treat with scorn or contempt; to deride
Imitation; mimicry
You use mock to describe something which is not real or genuine, but which is intended to be very similar to the real thing. `It's tragic!' swoons Jeffrey in mock horror
to disappoint someone
If someone mocks you, they show or pretend that they think you are foolish or inferior, for example by saying something funny about you, or by imitating your behaviour. I thought you were mocking me `I'm astonished, Benjamin,' she mocked
to make fun of by mimicking, to taunt
to mimic, to simulate
To disappoint the hopes of; to deceive; to tantalize; as, to mock expectation
{f} jeer; mimic; imitate; scorn; ridicule
to mimic in sport, contempt, or derision; to deride by mimicry
the act of mocking or ridiculing; "they made a mock of him"
Mockery, the act of mocking
taklit
imitation

He compared the imitation with the original. - O, taklitini orijinali ile karşılaştırdı.

Beware of imitations. - Taklitlerinden sakının.

taklit
{i} mimic

A parrot can mimic a person's voice. - Papağan bir insanın sesini taklit edebilir.

She was mimicking the various people in our office. - Bürodaki çeşitli insanları taklit ederdi.

taklit
{i} fake

I think Tom will be pretty mad when he finds out that the painting he bought is a fake. - Sanırım satın aldığı resmin taklit olduğunu öğrendiğinde Tom oldukça kızacak.

How do you know this isn't a fake? - Bunun bir taklit olmadığını nereden biliyorsun?

taklidini yapmak
imitate
taklidini yapmak
parody
taklidini yapmak
mimic
taklidini yapmak
fudge
taklidini yapmak
to impersonate, to ape, to mimic, to send sb up
taklidini yapmak
simulate
taklidini yapmak
take off
taklit
{s} counterfeit

Newton was instrumental in developing techniques to prevent counterfeiting of the English money. - Newton İngiliz parası taklitçiliğini önlemek için gelişen tekniklerde etkiliydi.

taklit
{i} mock

He continued to mock me. - O beni taklit etmeye devam etti.

As a result, he gets something which technically is correct, but in its essence is just a mockery. - Sonuç olarak, o teknik olarak doğru bir şey alır ama esasen o bir taklittir.

taklit
{s} simulated
taklit
{i} impression
taklit
imitate

Tom can imitate the singer to a hair. - Tom şarkıcıyı tam olarak taklit edebilir.

This bird can imitate the human voice. - Bu kuş insan sesini taklit edebilir.

taklit
(Kimya) simulant
taklit
hit-off
taklit
falsification
taklit
chav
taklit
wrong
taklit
takeoff
taklit
spurious
taklit
simulation
taklit
phony
taklit
simulacrum
taklit
travesty
taklit
shoddy
taklit
dummy
taklit
{i} affectation
taklit
imitated

He imitated the works of Van Gogh. - Van Gogh'un eserlerini taklit etti.

After Tom had drunk quite a bit of beer at the party, he imitated Chewbacca's voice. - Tom partide biraz bira içtikten sonra o, Chewbacca'nın sesini taklit etti.

taklit
be imitated
komik taklidini yapmak
sendup
komik taklidini yapmak
travesty
taklit
gold brick
taklit
sham
taklit
snide
taklit
imitation; takeoff; counterfeit; imitated, false, counterfeit, sham, fake, spurious
taklit
trying to act like, imitating, aping (someone, an animal)
taklit
(Hukuk) counterfeit, imitation
taklit
mockery

As a result, he gets something which technically is correct, but in its essence is just a mockery. - Sonuç olarak, o teknik olarak doğru bir şey alır ama esasen o bir taklittir.

Mockery is the food of fools. - Taklit aptalların yiyeceğidir.

taklit
fake; counterfeit
taklit
faking; counterfeiting
taklit
bastard
taklit
echo
taklit
hit off
taklit
pinchbeck
taklit
mimicry
taklit
false
taklit
reproduction
taklit
repetition
taklit
copying, reproducing, duplicating, making an imitation of
taklit
bogus
taklit
imitative
taklit
mimesis
taklit
take off
taklit
mimicking; impersonating; mocking
taklit
brummagem
taklit
postiche
taklit
impersonation

Tom does impersonations of famous people. - Tom ünlü kişilerin taklitlerini yapar.

Türkisch - Türkisch

Definition von taklidini im Türkisch Türkisch wörterbuch

Taklit
imitasyon
Taklit
yamsi
taklit
(Osmanlı Dönemi) benzetmeye ve benzemeye çalışmak, benzerini yapmak, birine benzemeye çalışmak
taklit
Birinin davranışlarını, konuşmasını tekrarlayarak eğlenme
taklit
Belli bir örneğe benzemeye veya benzetmeye çalışma
taklit
Birinin davranışlarını, konuşmasını tekrarlayarak eğlenme: "Hele taklitleri? -Kadın taklidi, Arap taklidi hepsini birbirinden güzel yapıyordu."- Y. Z. Ortaç
taklit
Benzetilerek yapılmış (şey), imitasyon
taklidini
Favoriten