He got a B in his History mock, but improved to an A in the exam.
He compared the imitation with the original.
- O, taklitini orijinali ile karşılaştırdı.
Beware of imitations.
- Taklitlerinden sakının.
A parrot can mimic a person's voice.
- Papağan bir insanın sesini taklit edebilir.
She was mimicking the various people in our office.
- Bürodaki çeşitli insanları taklit ederdi.
I think Tom will be pretty mad when he finds out that the painting he bought is a fake.
- Sanırım satın aldığı resmin taklit olduğunu öğrendiğinde Tom oldukça kızacak.
How do you know this isn't a fake?
- Bunun bir taklit olmadığını nereden biliyorsun?
Newton was instrumental in developing techniques to prevent counterfeiting of the English money.
- Newton İngiliz parası taklitçiliğini önlemek için gelişen tekniklerde etkiliydi.
He continued to mock me.
- O beni taklit etmeye devam etti.
As a result, he gets something which technically is correct, but in its essence is just a mockery.
- Sonuç olarak, o teknik olarak doğru bir şey alır ama esasen o bir taklittir.
Tom can imitate the singer to a hair.
- Tom şarkıcıyı tam olarak taklit edebilir.
This bird can imitate the human voice.
- Bu kuş insan sesini taklit edebilir.
He imitated the works of Van Gogh.
- Van Gogh'un eserlerini taklit etti.
After Tom had drunk quite a bit of beer at the party, he imitated Chewbacca's voice.
- Tom partide biraz bira içtikten sonra o, Chewbacca'nın sesini taklit etti.
As a result, he gets something which technically is correct, but in its essence is just a mockery.
- Sonuç olarak, o teknik olarak doğru bir şey alır ama esasen o bir taklittir.
Mockery is the food of fools.
- Taklit aptalların yiyeceğidir.
Tom does impersonations of famous people.
- Tom ünlü kişilerin taklitlerini yapar.