His prediction might come true.
- Onun tahmini gerçekleşebilir.
His predictions have come true.
- Onun tahminleri gerçekleşti.
According to the weather forecast, it will rain tomorrow.
- Hava tahmini göre, yarın yağmur yağacak.
It will snow tomorrow according to the weather forecast.
- Yarın hava tahminine göre kar yağacak.
An estimated 20% of the water used by homeowners in cities is used for their grass.
- Şehirlerde ev sahipleri tarafından kullanılan suyun tahminen %20'si onların çimleri için kullanılır.
The value of the painting was estimated at several million dollars.
- Resmin tahmini değeri birkaç milyon dolar.
Guess what happened to me.
- Bana ne olduğunu tahmin etsene!
You will have guessed its meaning by the end of the chapter.
- Bölümün sonunda onun anlamını tahmin etmiş olacaksınız.
I don't engage in idle speculation.
- Ben başıboş tahminle meşgul olmam.
As to what happened there, one can only speculate.
- Orada ne olduğuna gelince sadece tahmin edebiliriz.
I presume you're Tom Jackson.
- Ben senin Tom Jackson olduğunu tahmin ediyorum.
The picture is presumed to have been painted by Picasso.
- Resmin Picasso tarafından yapıldığı tahmin edilmektedir.
They were forecasting rain for today.
- Onlar bugün için yağmur tahmin ediyorlardı.
Prophets have been forecasting the end of the world for centuries.
- Peygamberler yüzyıllar boyunca dünyanın sonunu önceden tahmin etmiştir.
There was a great deal of conjecture as to what would happen.
- Ne olacağı konusunda çok fazla tahmin vardı.
I can't stand the anticipation.
- Ben tahmin etmeye katlanamam.
Through mathematical calculations, Le Verrier predicted the presence of another planet beyond Uranus. The gravitational pull of this planet would explain the unusual motion of Uranus.
- Matematiksel hesaplamalar yoluyla Le Verrier Uranüsün ötesindeki başka gezegenin varlığını tahmin etti. Bu gezegenin yer çekimi Uranüsün sıradışı hareketini açıkladı.