Günlerdir bu partiyi planlıyorum.
- I've been planning this party for days.
Marika'nın sesini günlerdir unutamıyorum.
- I couldn't forget Marika's voice for days.
O sık sık günlerce yiyeceksiz idare eder.
- He often goes without food for days.
O sanki günlerce yemek yememiş gibi baktı.
- He looked as if he hadn't eaten for days.