The plan is subject to his approval.
- Plan onun onayına tabidir.
Import goods are subject to high taxes.
- İthalat malları yüksek vergilere tabidir.
Of course I'll help you.
- Tabii ki sana yardım edeceğim.
You can do whatever you want to, of course.
- Ne istersen yapabilirsin tabii ki de.
Cigarette smoke may be unhealthy, but it sure does look pretty.
- Sigara dumanı sağlıksız olabilir ama tabii ki güzel görünüyor.
Surely, in the present-day society, we might as well consider it natural that consumption plays an important role in the life of man and is closely related to his well-being and happiness.
- Şurası muhakkak ki, günümüz toplumunda tüketimin insan hayatında önemli bir yere haiz olduğunu ve refah seviyesini ve mutluluğunu yakından alâkadar etmesinin tabii olduğunu söyleyebiliriz.
Import goods are subject to high taxes.
- İthalat malları yüksek vergilere tabidir.
Everything is subject to the laws of nature.
- Her şey doğanın kurallarına tabidir.