taşıyarak

listen to the pronunciation of taşıyarak
Türkisch - Englisch
carrying

Tom returned from the kitchen carrying a pot of coffee. - Tom bir demlik kahve taşıyarak mutfaktan döndü.

Tom came into the room carrying three bottles of wine. - Tom üç şişe şarap taşıyarak odaya geldi.

present participle of carry
{i} bearing, taking, conveying, bringing, holding
The act or business of transporting from one place to another
taşı
{f} bear

I bear him no malice. - Ona karşı hiçbir kötü niyet taşımıyorum.

Americans have the right to bear arms. - Amerikalılar silah taşıma hakkına sahiptir.

taşı
convey

Buses, trains and planes convey passengers. - Otobüs, tren ve uçaklar yolcu taşırlar.

This sushi restaurant has a conveyor belt that carries sushi. - Bu suşi restoranının suşi taşıyan bir konveyör bantı var.

taşı
(Bilgisayar) move

It is five years since we moved here. - Buraya taşındığımızdan beri beş yıl geçti.

I quit my job and moved so I could start off with a clean slate. - Maziye sünger çekip yeniden başlamak için işimi bıraktım ve taşındım.

taşı
(Bilgisayar) move of
taşı
(Bilgisayar) move to

Few elephants would volunteer to move to Europe. - Birkaç fil Avrupa'ya taşınmak için gönüllü olurdu.

Tom said that he wanted to move to Boston. - Tom Boston'a taşınmak istediğini söyledi.

taşı
{f} carrying

She was carrying the baby on her back. - Bebeği sırtında taşıyordu.

He was carrying an umbrella under his arm. - O, kolunun altında bir şemsiye taşıyordu.

taşı
bring in through
taşı
{f} transferred

The office has been transferred up to the sixth floor. - Ofis altıncı kata taşındı.

He transferred his office to Osaka. - Ofisini Osaka'ya taşıdı.

taşı
{f} transfer

The office has been transferred up to the sixth floor. - Ofis altıncı kata taşındı.

He transferred his office to Osaka. - Ofisini Osaka'ya taşıdı.

taşı
carry

I helped carry those bags. - Şu çantaları taşımaya yardım ettim.

Japanese women carry their babies on their backs. - Japon kadınları bebeklerini sırtlarında taşırlar.

taşı
brought in through
taşı
transport by
taşı
{f} tote
taşı
carried

What is learned in the cradle is carried to the tomb. - Beşikte öğrenilen mezara kadar taşınır.

People carried their own weight then. - İnsanlar o zaman kendi ağırlığı taşıdı.

taşı
ferry

A ferry carrying hundreds of high school students sank in South Korea. - Yüzlerce lise öğrencisini taşıyan bir feribot Güney Kore'de battı.

Tom offered to ferry us across the river in his boat. - Tom bizi botuyla nehrin karşı tarafına taşımayı önerdi.

taşıyarak
Favoriten