taçlı

listen to the pronunciation of taçlı
Türkisch - Englisch
crowned; coronate
crowned; coroneted; wearing a tiara
(Botanik) petaled, petalous
crowned, crested (bird)
diademed
(Anatomi) coronarius
taç
crown

The king always wears a crown. - Kral her zaman bir taç giyer.

The end crowns the work. - Son, işi taçlandırıyor.

taçlı somun
slotted nut
taçlı somun
acorn nut, slotted nut
taç
{i} circlet
taç
wreath

The girls weaved the flowers into wreaths. - Kızlar çiçeklerden taç yaptı.

The young girls twined wreaths of flowers. - Genç kızlar çiçeklerden taç yaptı.

taç
touch
taç
corolla
taç
corona

Today is his coronation day. - Bugün onun taç giyme günü.

The princess attended the King's coronation. - Prenses kralın taç giyme törenine katıldı.

taç
crest
taç
diadem
taç
coronal
taç
the crown

The crown is the symbol of kings. - Taç, kralların sembolüdür.

taç
coronet
taç
(Botanik) petal, corolla
taç
crown, crest (of a bird)
taç
(Astronomi) corona (around the sun)
taç
crown; coronet; tiara
taç
(mücevherli) tiara
taç
mitre
Türkisch - Türkisch
Tacı olan: "Bir orman melikesi gibi, tahta taçlı başı dimdik ... azametle tek başına orada dinleniyordu."- R. H. Karay
Tacı olan
Taç
iklil
Tâç
(Osmanlı Dönemi) RIAS
taç
Çiçeğin dıştan ikinci halkasında bulunan yaprakların hepsi
taç
Hükümdar başlığı
taç
Genellikle göz düzeyinden yüksek mobilyaların üstlerindeki kabartmalı oymalı süslü bölüm
taç
Gelinlerin başlarına takılan süs
taç
Futbol veya hentbolda, topun, alanın yan çizgileri dışına çıkması, yan: "Dündar koşmuyor ve topu taca bırakıyor."- A. İlhan
taç
Soyluluk, iktidar, güç veya hükümdarlık sembolü olarak başa giyilen, değerli taşlarla süslü başlık
taç
Bazı tarikatlarda şeyhlerin giydikleri başlık
taç
Futbol veya hentbolda, topun, alanın yan çizgileri dışına çıkması, yan
taçlı
Favoriten