The roads are jammed with cars.
- Sokaklar arabalarla tıkanmış.
My nose is really stuffed, so I can't smell anything coming from the kitchen.
- Burnum gerçekten tıkanmış, bu yüzden mutfaktan gelen herhangi bir şeyin kokusunu alamıyorum.
The machine was clogged with grease.
- Makine, yağdan tıkanmış.
They have to fix the water pipe. It's clogged.
- Su borularına bakmaları gerek. Tıkanmış.
The expressway was congested with thousands of cars.
- Otoban binlerce arabayla tıkanmıştı.
We must find something to plug up this hole.
- Bu deliği tıkamak için bir şey bulmalıyız.
The bathroom sink is plugged.
- Banyo lavabosu tıkalı.
The street is blocked because of the demonstration.
- Gösteriden dolayı cadde tıkalıydı.
I was told my tear duct was blocked.
- Bana gözyaşı kanalımın tıkandığı söylenildi.