We must find something to plug up this hole.
- Bu deliği tıkamak için bir şey bulmalıyız.
The bathroom sink is plugged.
- Banyo lavabosu tıkalı.
Not only my nose is blocked but also my temperature is high.
- Sadece burnum tıkanmadı fakat aynı zamanda ateşim yüksek.
The street was blocked by a huge truck.
- Sokak büyük bir kamyon tarafından tıkanmıştı.
The market was packed.
- Market tıka basa doluydu.
This club is fearfully dull. The dance floor is empty and the smoking patio is packed.
- Bu kulüp korkunç şekilde sıkıcıdır. Dans alanı boş ve sigara içme verandası tıka basa doludur.