tüketilmemiş

listen to the pronunciation of tüketilmemiş
Türkisch - Englisch
unconsumed
{a} not consumed or destroyed
not eaten or drunk up; "the cat found the baby's undrunk milk"
{s} not consumed; not eaten; not used
not consumed
tüket
consume

Tom consumes a lot of wine. - Tom çok şarap tüketir.

Japan consumes a lot of paper. - Japonya, çok fazla kâğıt tüketmektedir.

tüket
{f} sap
tüket
{f} exhausting
tüket
{f} exhausted

He exhausted all his energy. - O bütün enerjisini tüketti.

They exhausted all the resources of the country. - Onlar ülkenin tüm kaynaklarını tükettiler.

tüketilmemiş
Favoriten