tükürmek

listen to the pronunciation of tükürmek
Türkisch - Englisch
spit

In Singapore, it is a crime to spit on the ground. - Singapur'da yere tükürmek bir suçtur.

spit out
to spit; to spit out
to spit, spit (something) out. tükürdüğünü yalamak to eat crow; to eat one's words
spit on smb
spit at smb
to spit (on), expectorate (on)
expectorate
spat
tükür
spat
tükür
{f} spit

If it tastes bad, spit it out. - Eğer tadı kötüyse, onu tükür.

A gentleman would not spit on the street. - Bir beyefendi sokakta tükürmez.

tükürme
{i} spit

I can't put up with the way he spits. - Onun tükürme şekline katlanamam.

I didn't spit on your shoes. - Senin ayakkabılarına tükürmedim.

tükür
expectorate
tükür
{f} spitting

He has the habit of spitting on the ground. - Onun yere tükürme alışkanlığı vardır.

tükürme
expectoration
Tükürme
excreation
tükürme
spitting up
yere tükürmek
spit on
Tükürme
(Tıp) ptysis
kan tükürmek
expectorate
suratına tükürmek
spit smb. in the eye
tükürme
(Tıp) anacatharsis
tükürme
{i} spitting

He has the habit of spitting on the ground. - Onun yere tükürme alışkanlığı vardır.

yüzüne tükürmek
spit smb. in the eye
Türkisch - Türkisch
Küfür,öfke ve tiksinti bildiren deyimlerde geçer
Tükürüğü ağız içinden dışarıya atmak: "Ötekiler, pis bir şeye dokunmuş gibi yere tükürdüler."- H. E. Adıvar
Küfür, öfke ve tiksinti bildiren deyimlerde geçer
Ağız yoluyla dışarı çıkarmak
Tükürüğü ağız içinden dışarıya atmak
Ağzındakini dudakları arasına getirip dışarı vermek
(Osmanlı Dönemi) BÜSAK
(Osmanlı Dönemi) TÜFL
(Osmanlı Dönemi) BADK
(Osmanlı Dönemi) TEFL
(Osmanlı Dönemi) NUHAA
(Osmanlı Dönemi) TENAHHUM
(Osmanlı Dönemi) BEZK
(Osmanlı Dönemi) MÜBASAKA
tükürme
Tükürmek işi
tükürmek
Favoriten