tâlih

listen to the pronunciation of tâlih
Türkisch - Englisch
fortune

He had the good fortune to be rescued from the burning building. - Yanan binadan kurtarılacak kadar iyi bir talihe sahipti.

{i} fortune

He had the good fortune to be rescued from the burning building. - Yanan binadan kurtarılacak kadar iyi bir talihe sahipti.

luck

As luck would have it, Providence was on my side. - Talih işte, kader benden yanaydı.

Tom got a lucky break. - Tom'un talihi yüzüne güldü.

{i} luck

Tom got a lucky break. - Tom'un talihi yüzüne güldü.

Tom has had the toughest luck. - Tom en kötü talihe sahipti.

luck, good fortune, chance, lot
chance
auspiciousness
karma
fate
destiny
cast
die
good fortune

He had the good fortune to be rescued from the burning building. - Yanan binadan kurtarılacak kadar iyi bir talihe sahipti.

lot

Sami was a lottery winner. - Sami bir piyango talihlisiydi.

karma
star
hep
chance
talih kuşu
good luck
tâlih kuşu
windfall
tâlih oyunu
game of hazard
kör talih
doom
kör talih
bad luck
beklenmedik talih
fluke
kara talih
misfortune
gülmek (talih, doğa vb)
smile on
kara talih
misfortune, bad luck
kara talih
misfortune, tragic destiny
kör talih
ill luck
kör talih
deuce
kör şeytan/talih
bad luck
Türkisch - Türkisch
Rastlantıları düzenlediğine ve insanlara iyi veya kötü durumlar hazırladığına inanılan tabiatüstü güç, kut, şans, baht, felek: "Bir talih eseri olarak ondan gelen cevap benim kendi bulduklarımı tuttu."- R. N. Güntekin
Rastlantıları düzenlediğine ve insanlara iyi veya kötü durumlar hazırladığına inanılan tabiatüstü güç, kut, şans, baht, felek
devlet
(Osmanlı Dönemi) ÇARH
TALİH
(Osmanlı Dönemi) Faydasız, yaramaz iş. Kısmet ve kader mânasında: Bak: Tâli
talih kuşu
İyi talih
kör talih
Kötü kader