Herkes haberi biliyor.
- Everybody knows the news.
Kızın hakkındaki öykü, haberlerdeydi.
- The story about the girl was in the news.
Tom hakkında havadisim var.
- I have news about Tom.
Senin bütün havadislerini duymak istiyorum.
- I want to hear all your news.
Gazeteciye göre, bu, hayatı zaman harcamaya değer yapar.
- According to the newspaperman, it makes life worthwhile, doesn't it?
Gazeteci çocuk hava nasıl olursa olsun gazeteleri dağıtır.
- The newspaper boy delivers newspapers no matter what the weather is like.