Senin duygularını paylaşmak istiyoruz.
- We sympathize with you.
Önemli hissetmek istiyorum.
- I want to feel important.
Birinden daha aşağıda olduğunu hissetmek için hiçbir neden yoktur.
- There is no reason for you to feel inferior to anyone.
Tom üzgün hissetmekten kendini alamadı.
- Tom couldn't help but feel sad.
Tom mutlu hissetmekten kendini alamadı.
- Tom couldn't help but feel happy.
Lütfen beni aramaya çekinme.
- Please feel free to call me up.
Canım Tom'u aramak istemedi.
- I didn't feel like calling Tom.
O, öksüze yakınlık gösterdi ve ona biraz para verdi.
- She sympathized with the orphan and gave him some money.
Bunun hakkında kötü bir sezgim var.
- I have a bad feeling about that.
Tom'un sınavı geçmeyeceğine dair içgüdüsel bir sezgim var.
- I have a gut feeling that Tom won't pass the test.
Bugün dağlardan daha yüksek hissediyorum. Bugün gökyüzüne dokunmak istiyorum.
- Today I feel higher than the mountains. Today I want to touch the sky.