Belirsizlik bizi öldürüyor.
- The suspense is killing us.
Belirsizlik beni öldürüyor.
- The suspense is killing me.
Erteleme beni öldürüyor.
- The suspense is killing me.
Bütün tahminler belirli bir ölçüde belirsizlik içerirler.
- All forecasts have a certain degree of uncertainty.
Geçen yıl bir ekonomik belirsizlik dönemiydi.
- Last year was a period of economic uncertainty.
The television movie was so suspenseful that I leaped in the air and and screamed when the doorbell rang.