suspect, shady, dubious; distrustful, doubting, skeptical; expressing suspicion

listen to the pronunciation of suspect, shady, dubious; distrustful, doubting, skeptical; expressing suspicion
Englisch - Türkisch

Definition von suspect, shady, dubious; distrustful, doubting, skeptical; expressing suspicion im Englisch Türkisch wörterbuch

suspicious
{s} kuşkulu

Onun gibi erkekler hakkında her zaman kuşkuluyum. - I'm always suspicious of men like him.

Çok kuşkulu olmayı bırak. - Stop being so suspicious.

suspicious
{s} şüpheli

O, şüpheli bir adam gördüğünü söyledi. - She said that she saw a suspicious man.

Tom'la ilgili özgeçmiş kontrolü biraz şüpheli çıktı. - The background check on Tom turned up suspiciously little.

suspicious
şüphe uyandıran
suspicious
kuruntucu
suspicious
kuşku duyan
suspicious
suspiciousnessşüpheli oluş
suspicious
{s} kuşku dolu; şüphe içinde; kuşku duyan: You seem suspicious. Şüphe ediyor gibisin. He's suspicious by nature. Şüpheci biri o
suspicious
{s} kuşkucu

Kuşkucu olduğum için beni suçlayamazsın. - You can't blame me for being suspicious.

Neden her zaman çok kuşkucusun? - Why are you always so suspicious?

suspicious
şüpheli/şüpheci
suspicious
{s} şüpheci

Belki bu kadar şüpheci olmamalıyım. - Maybe I shouldn't be so suspicious.

Onlar her şey hakkında fazla şüphecidirler. - They are too suspicious about everything.

suspicious
vesveseci
suspicious
suspiciouslyşüphe uyandıracak şekilde
suspicious
{s} şüphelenen
suspicious
muhtemelen

Tom muhtemelen şüpheli olacak. - Tom is probably going to be suspicious.

Tom Mary'nin muhtemelen şüpheli olacağını söyledi. - Tom said Mary was likely to be suspicious.

suspicious
{s} güvenilmez
suspicious
suizan uyandıran
suspicious
I am suspicious ofOndan şüpheleniyorum
Englisch - Englisch
{s} suspicious
suspect, shady, dubious; distrustful, doubting, skeptical; expressing suspicion

    Silbentrennung

    suspect, shady, dubious; distrustful, doubting, skeptical; expressing sus·pi·cion

    Aussprache

Favoriten